Düğün hazırlığı süreci heyecan verici olduğu kadar stresli de olabiliyor. Neyi, nasıl ve ne zaman yapacağım derken gelin adayları kendilerini bol koşturma ve telaş içinde bulabiliyor. Bu durumun biraz olsun önüne geçebilmek için gelin adaylarına bazı önemli tavsiyelerimiz var!
İçindekiler
1. Gelenekler önemli ve değerli ancak, içinize sinmeyen hiçbir şeye “tamam” dememelisiniz!
Bazen gelin adayları, ailelerinin geleneksel isteklerini onları kırmamak adına içlerine hiç sinmese de gerçekleştirebiliyor. Evet, geleneklerimiz değerli ve önemli ancak, şunu da unutmamak lazım ki evlilik süreci sıklıkla tekrarlanan bir deneyim değil. Dolayısıyla hayatınızda bir ya da iki kez tadacağınız bu deneyim için içinize sinen şeyleri yapıyor olmak sizi tatmin ve mutlu eder, stresten uzak tutar. Bu nedenle ailelerinizin ve kendi isteklerinizin ortak paydasını bulmayı öneriyoruz. Hem o dönemde daha mutlu ve stressiz bir deneyim yaşamak hem de geriye dönüp baktığınızda “iyi” anılar bırakabilmek için bu konu oldukça önemli. O yüzden ailelerinizle oturup kendinizi elinizden geldiğince iyi ifade edecek şekilde konuşun, anlaşmaya bakın. Unutmayın evlilik serüvenin baş kahramanı sizsiniz!
2. Düğün gününüz yaklaşıyorsa kendinize ekstra iyi bakmaya başlayın!
Düğün hazırlıkları son gaz devam ederken, düğüne her gün bir adım daha yaklaşırken hiçbir gelin adayı hasta olmak istemez! Hayatınızın normal akışına göre daha yoğun bu süreçten geçerken hastalanmaya daha açık hale gelebilirsiniz. Dolayısıyla bana bir şey olmaz demeyim, beslenmenize, uykunuza, takviyelerinize her zamankinden daha fazla özen gösterin. Hazırlık sürecinde ya da düğün gününüzde hasta olmayın!
3. Makyaj, gelinlik kadar önemli!
Bir gelin adayı için gelinlik ne kadar önemliyse makyaj da o kadar önemlidir. Hatta belki de saçtan bile daha önemlidir! Çünkü düğün fotoğraflarınızda en çok gelinliğiniz ve makyajınızla ön planda olacaksınız. Hem yüz yüze hem de düğün fotoğraflarınızda en iyi şekilde görünebilmek için yüz hatlarınıza uygun bir makyaj yaptırmanız çok önemli. Bu nedenle hangi makyözle çalışacağınıza iyi karar vermelisiniz. Yüzünüzü tanıyıp, detaylara dikkat etmesi gerekiyor. Dolayısıyla anlaşmadan önce yaptığı makyajları inceleyin, mümkünse kendisiyle çalışmış gelin adaylarının yorumlarına bakın. Mümkünse bir makyaj provası yapın. Özetle; sırf bir yakınınızın tavsiyesi diye ya da ismi ün yapmış diye seçim yapmaktan uzak durun.
4. Düğün fotoğrafçısı konusunda iyi bir araştırma yapın!
Gelinlik, saç, makyaj ve eri kalan tüm detaylar kusursuz olsa bile hatalı bir düğün fotoğrafçısı seçimi tüm bu detayları yansıtabilme konusunda yetersiz kalacaktır. Makyöz seçiminde olduğu gibi düğün fotoğrafçısına karar vermeden önce de detaylı bir araştırma yapmanızı öneririz. Daha önceki işleri, çiftlerin yorumları, benimsediği ilkeler, kullandığı efektler gibi ne kadar çok bilgi edinirseniz o kadar iyi olur. Detaylı araştırmalardan sonra seçtiğiniz düğün fotoğrafçıları ile tanışmanız, aklınızdaki tüm detayları ve beklentilerinizi anlatmanız gerekir. Sizi ne kadar iyi anlarsa, o kadar yardımcı olabilir. Dolayısıyla fikirlerinizi tartışın ki ne kadar anlaşıldığınızı ve fotoğrafçının neler düşündüğünü anlayabilin. Bu aşamada dikkat etmeniz gereken en önemli detay, aslında doğallık ve samimiyet! Bu nedenle düğün fotoğrafçınız kurduğunuz iletişim önemli. Ne kadar şeffaf bir iletişim kurabilirseniz poz verirken ya da tüm çekim süreci boyunca ortaya o samimiyet doğrultusunda bir iş çıkar. Kendinizi kasmaz ya da olmadığınız gibi yansımazsınız.
5. “Herkesi memnun edeceğim” diyerek bütçenizi aşmayın!
Evlilik hazırlığı sürecinde aklınızdan çıkarmamanız gereken en önemli şeylerden biri de herkesi memnun edemeyeceğiniz fikri olmalı. İnsanlar kendi tadamadıkları şeyleri doğal olarak sizin sürecinizde deneyimleyebilmek için üzerinizde bilinçsiz de olsa baskı kurabilir. Kendi isteklerini empoze etmeye çalışabilir ancak, başrol ‘siz’ olduğunuz için ne yaparsanız yapın tatmin olmayacaklardır. Çünkü bu onların değil, sizin serüveniniz! Ayrıca sevdiğiniz birini mutlu ederken bir diğer kişinin hiç de hoşuna gitmeyen bir şey yapıyor olabilirsiniz. Herkesi aynı anda memnun edemezsiniz. Dolayısıyla değer verdiğiniz insanlar olsalar da bunu asla aklınızdan çıkarmadan, kendi içinizden gelenleri merkeze koyun.
6. Düğününüze, o güne kadar tanıdığız tüm insanları çağırmanıza gerek yok!
Eğer düğün bütçenizin bir sınırı varsa düğün davetlileri konusunda iyi bir planlama yapmanızı tavsiye ederiz. Gönül herkesi davet etmek ister fakat, bunun maddi açıdan mümkün olmadığı durumlar olabilir. Dolayısıyla kendinizi maddi sıkıntıya sokmamak adına bir eleme yapmanız gerekecek. Neredeyse hiç görüşmediğiniz uzak akrabaların, eski komşuların ya da yıllar öncesinde kalan eski iş arkadaşlarınızın hepsini davet etmenize gerek yok.
7. Düğün günü kendinizi aç bırakmayın!
Düğün günü telaşıyla koştururken yemek yemek ya da saniyelik de olsa oturup dinlenmek aklınızdan uçup gidebilir. Ancak, enerjinizi toplamak ve eğlencenin keyfine varmak için kendinize iyi bakmanız gerekiyor. Boşluk bulduğunuz tüm fırsatlarda ağzınıza birkaç lokma atın. Düğün esnasında gelin odasında birkaç saniye de ayaklarınızı uzatıp birkaç nefes alıp dinlenin. Unutmayın; hayatınızın en mutlu günlerinden birinde yorgunluğunuzu değil eğlendiğinizi hatırlamak önemli!